21 Haziran 2011 Salı

Dedem

Eve misafir geldiğinde hep kaçarım. Bu sefer dedeme kaçtım. Çok özlemişim bir tanemi.

Dedem ilginç bir insandır. İçine kapanık, sinirli, sessiz bir kişiliği vardır. Hani kitaplarda genelde dedeler torunlarına hep hayat hikayelerini anlatır, torunlarına ders verirler ya, benim dedem öyle biri değildir. Hayatı hakkında neredeyse hiç bir şey bilmem. Annesiyle kavgalı, erkek kardeşiyle araları limoni. Dedem için hayatta ki en önemli şey televizyon'u, sigara ve biradır,
Ama her zaman değil. Alkol aldığı zaman dünya'nın en mutlu kişisi olur. Anne annemle şarkılar söylemeye, dans etmeye başlar. Bazen içkiyi çok kaçırır, geçenlerde anne anneme tokat attığı olmuştu.

Araba kullanmayı çok sever, gezmeyi sever. 

Dedemle dış görünüşlerimiz çok benzer, ailede sadece benim ve dedemin göz renklerimiz mavi ve saçlarımız sarı (zamanla kahverengine yakın bir renge dönüştü gerçi benim saçlarım). Çok seviyorum dedemi..

Bunlar da dedemle anne annemin evinden birkaç fotoğraf, aynı zamanda anılar..

2009 yılında annem, anne annem ve ben St.Petersburg'a gitmiştik. Harika bir geziydi. Arabayla gitmiştik. Araba'yla uzun yolculuğa çıkmayı çok mu çok severim, fakat bu yolculukları çok zor geçiririm: hep midem bulanır. Moskovaya dönüşümüzde yolda çok rahatsızlanmıştım, annemde bana bu ayıcığı almıştı. O zamanlar benim boyumdan daha büyüktü valla. Birde o zamanlar yumuşak oyuncak koleksiyonum vardı, göklere uçmuştum mutluluktan.
Anne annem çiçekleri çok sever. Buda en sevdiği çiçeklerden;para ağacı. Bu ağacı süslemeyi çok sever. Bkz: portakal asmış, portakalların yanında muz var birde ama kadroya sığmamış.




Birde evde sıkılmayayım diye yanıma Eroinle Dans kitabımı aldım. İkinci kez okuyacağım. Sürükleyici, mükemmel bir kitap, her gencin okuması gereken. Keşke buralarda türk kitapları satılan bir yer olsa, ah!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder